T24 Haber Merkezi
Eğitim Sen Genel Sekreteri Zülküf Güneş, TBMM Genel Kurulu”nda kabul edilen Öğretmenlik Mesleği Kanunu’na ait “Bu kanun gerçek manasıyla bizi temsil etmiyor. Maddeleşmiş olması bu kanunun legalliğini göstermez. Gayretimiz kararlılıkla sürecek” dedi.
Öğretmenlik Mesleği Kanunu Teklifi, TBMM Genel Kurulu”nda kabul edilerek maddeleşti. Eğitim Sen Genel Sekreteri Zülküf Güneş, Eğitim Sen Genel Merkezi”nde mevzuya ait basın toplantısı düzenledi. Güneş, şunları söyledi:
“Milli Eğitim Bakanlığı”nın, eğitimin bileşenlerinin görüşlerini almadan masa başında hazırladığı Öğretmenlik Mesleği Kanunu, AYM”nin daha evvel verdiği iptal kararına karşın, ÖMK”nın muhatapları olan eğitim sendikaları, ataması yapılmayan 1 milyonu aşkın öğretmen, eğitim fakültelerindeki akademisyen ve öğrencilerin tüm tenkit ve itirazlarına karşın TBMM Genel Kurulu”nda görüşülerek, Meclis çoğunluğunu elinde bulunduran iktidar partilerinin oylarıyla dün gece prestijiyle kabul edilerek yasalaşmıştır.
“Bu kanunun, bir milyonu aşkın eğitim işçisi ve ataması yapılmayan öğretmen nazarında bir anlamı yoktur”
Eğitimin temel bileşeni olan eğitim ve bilim işçilerini yok sayan, taleplerine ısrarla kulak tıkayan Milli Eğitim Bakanlığı, sürecin başından bu yana bildiğini okumayı sürdürmüş, bizlerin tenkitlerini, talep ve tekliflerini görmezden gelmiştir. Eğitim sendikalarının, misyonda bulunan öğretmenlerin ve atama bekleyen 1 milyonu aşkın öğretmenin taleplerini yok sayan Öğretmenlik Mesleği Kanunu”nun maddeleşmiş olması bu düzenlemenin yasal olduğunu göstermediği üzere itirazlarımızın haklılığını ve geçerliliğini de ortadan kaldırmamaktadır. Öğretmenlik mesleğini itibarsızlaştıran ve emeğimizi değersizleştiren, ekonomik, toplumsal ve mesleksel meselelerimize tahlil üretmeyen, eşit işe eşit fiyat unsurunu ortadan kaldıran, özlük haklarımızı zayıflatan, eğitim işçileri ortasında ayrımcılığı ve eşitsizliği derinleştirecek içeriğe sahip olan bu kanunun, bir milyonu aşkın eğitim işçisi ve ataması yapılmayan öğretmen nazarında bir anlamı yoktur.
Öğretmenleri meslek basamaklarıyla sınıflandırmak, buna nazaran bir fiyat uygulamasına geçilmesi eşit işe eşit fiyat prensibini ortadan kaldırdığı üzere, meslekteki kıdemine bakılmaksızın bütün öğretmenlerin yaşadığı ekonomik yoksulluğu da yok saymak manasına gelmektedir. Öğretmenlik mesleğini ve öğretmenleri itibarsızlaştırmak için her gün yeni bir açıklama yapan MEB”in bu kadar sığ bir kanun taslağıyla eğitim işçilerine yönelik şiddeti önlemeyi hedeflediğini varsaymak için çok düzgün niyetli olmak gerekir. Hedef şiddet olduktan sonra cezalandırmak değil şiddeti önlemek olmalıdır. Bu kanun gerek hazırlanış biçimi gerekse hudutlu içeriği açısından meslek kanunu olmaktan çok uzaktır. 17 milyonu aşkın öğrencinin eğitim hakkını ve bir milyonu aşkın öğretmenin mesleğini, çalışma şartlarını, ekonomik ve özlük haklarının böylesine sığ ve dar bir çerçevede ele alınması kabul edilemez. TBMM”de yasalaşan Öğretmenlik Mesleği Kanunu kapsamı prestijiyle son derece dar ve yetersizdir. ILO ve UNESCO ortak dokümanı olan; “Öğretmenlerin Statüsü Tavsiyesi” metnini temel almayan bir meslek kanununun taleplerimize karşılık vermesi ve problemlerimize tahlil üretmesi beklenemez.
“Tüm eğitim ve bilim işçilerinin hak ve taleplerini kapsayan yeni bir meslek kanunu hazırlanmalıdır”
Bu kanun tasarısı AKP iktidarı devrinde gündeme getirilen öğretmenlik mesleği ile direkt ilgili üçüncü yasa tasarıdır. Her seferinde sendikamızın içeriği ve hazırlanış biçimiyle itirazlarını en güçlü bir biçimde kamuoyuyla paylaştığı bu yasa tasarıları daha evvelki süreçlerde AYM”ye götürülmüştür. AYM”nin daha evvel verdiği iptal münasebetlerini dikkate almadan hazırlanmış bu kanunun tekrar AYM”ye götürülmesi durumunda verilecek mümkün iptal kararıyla yeni mağduriyetler ve hak kayıpları doğuracağı mutlaktır. Bu nedenle Eğitimin tüm bileşenleriyle tüm eğitim ve bilim işçilerinin hak ve taleplerini kapsayan yeni bir meslek kanunu hazırlanmalıdır.
“Bu kanun gerçek manasıyla bizi temsil etmiyor”
Öğretmenlik mesleğini değersizleştiren, bizleri meslek basamakları üzerinden bölen ve halkın değil iktidarın öğretmenini yaratmayı hedefleyen Öğretmenlik Mesleği Kanunu”na yönelik haklı itirazlarımız geçerliliğini korumaktadır. Eğitim işçileri rekabet etmek ve yarışmak değil, birlik ve dayanışma içinde, nitelikli eğitim için çalışmak istemektedir. Geleceğimizi ipotek altına alan ve iş teminatımızın altını boşaltmayı hedefleyen her türlü yasal düzenleme ve fiili uygulamalara karşı örgütlü gücümüzle karşı duracağımız bilinmelidir. Eğitim Sen, her vakit olduğu üzere gelecekte de yalnızca öğretmenlerin değil tüm eğitim ve bilim işçilerinin özlük, ekonomik ve demokratik haklarını geliştirmeyi, adil ve kapsayıcı bir meslek kanunu için kararlılıkla uğraş etmeyi sürdürecektir. Bu kanuna itirazlarımız sonucunda iş teminatına dönük müdahaleyi içeren 34″üncü unsur geri çekilmiştir. Çok küçük düzeltmeler yapılarak kabul edilen bu meslek kanununda özel dalda çalışan 300 binin üzerindeki öğretmen arkadaşımızın taban maaş talebi görmezden gelinmiştir. Bu kanun gerçek manasıyla bizi temsil etmiyor. Maddeleşmiş olması bu kanunun legalliğini göstermez. Çabamız kararlılıkla sürecek.”