Beyin göçünde son devirlerde değerli bir artış kelam konusu. Meslek kümesi olarak bakıldığında listenin başında sıhhat işçileri yer alıyor diyebiliriz. Politik iklim, iktisat ve sonu gelmeyen sıhhat işçilerine şiddet haberlerinin bunda tesiri ise hayli yüksek.
Peki öykünün gerçek kahramanları yurt dışına gidiş nedenlerini nasıl açıklıyor? Ayrıntılara birlikte bakalım…
Fotoğraf: Emrah Hoş / AP
Türkiye’de sıhhat çalışanları daha âlâ kurallar ve şartlarda yaşamak uğruna ülkeyi terk edip yurt dışına gidiyor.
Enflasyon oranının yüzde 80’e çıktığı ülkede son aylarda yüzlerce tabip istifa edip, daha güzel şartlarda iş bulma umuduyla yurt dışına göç etmeyi tercih etti.
Euronews’te yer alan habere nazaran, Türk Tabipler Birliği’ne (TTB) nazaran, 2021 yılında binden fazla hekim, yurt dışında çalışabilmek için kendilerinden gerekli “iyi hal” evrakı aldı.
Anestezi uzmanı Tabip Tahsin Çınar, içinde bulunduğu şartlardan şad olmayan sıhhat çalışanlarından biri.
Çınar, “Doktorluk mutlaka Türkiye’deki en güç mesleklerden biri. Zira ekonomik açıdan bakarsak, asistan hekimler yoksulluk hududunun altında kazanıyor ve aldıkları maaş, İstanbul’daki bir konutun kirasını bile karşılamaya yetmiyor. Bu yüzden biz daha fazla gece mesaisi yaparak hayatta kalmaya çalışıyoruz” diyerek ümitsizliğini lisana getiriyor.
Asistan hekimlerin bilhassa yabancı lisan öğrenip yurt dışına gitme palanları yaptığını kaydeden Çınar, “Asistan hekim arkadaşlarımın neredeyse dörtte biri yabancı lisan kurslarına gidiyor. Bilhassa Almanca öğreniyorlar. Burada ihtisasını tamamlayıp uzman tabip olarak Almanya’ya gidiyorlar. Ülkede çok önemli bir beyin göçü var. Çok önemli bir halde dışarıya emek göçü var. Burada mesleğin gerçek bir bedeli olmadığı için ben arkadaşlarımı yargılamıyorum.’ diyor.
İsveç’e giden Türk hekim ne diyor?
Türkiye’den ayrılıp üç yıl evvel İsveç’e giden Türk hekimlerden Burak Açıkgöz ise bu kararından pişman olmadığını şu biçimde lisana getirdi.
“Ben İstanbul’da birinci misyona başladığım yerde çok hoş ameliyatlar yapılıyordu, biz güzel işler yapıyorduk. Ben birinci çocuğum doğunca gelecek için biraz endişelenmeye başladığımı fark ettim. Çocuğu olmayanlar bunu pek anlamıyor. Lakin ben çocuğum olunca ne yapacağım diye endişelendiğim için en uygun seçenek olarak yurt dışına gitmeyi düşündüm. Benim bu kararı verdiğimde İsveç’e gitmek daha kolaydı. Öte yandan İsveç’in sunduğu şartlar, açıkçası maddi ve manevi imkanlar daha güzeldi.’
Türk Tabipler Birliği ne diyor?
Türk Tabipler Birliği Kurulu üyesi Tabip Onur Naci Karahancı, Türk tabiplerin bilhassa Avrupa’ya gitmek istediğine dikkat çekerek şunları söyledi:
Genelde en iyiyi ve en ucuz çalışanı seçen Avrupa ülkelerine yönelik daha fazla resmi bir göç yaşanıyor. Bunun nedenlerine baktığımızda, birinci neden olarak özgürlük, daha yeterli ömür kalitesi beklentisi ortaya çıkıyor. 2021’de göç eden tabip sayısında baktığımızda bunun bin 405 kişi olduğunu görüyoruz. Bu da son 10 yıllık bir süreçte yaşadığımız göçün 27 yahut 28 kat daha fazlası. Bu yıl yalnızca haziran ayında 229 kişi yurt dışına gitti. Dediğim üzere evvelce yeni mezunlar ve pratisyen doktorlar gitmeyi tercih ederken, artık bu sayının en çarpıcı bilgilerinden biri, gidenlerin yarısından fazlasının uzman doktor olması.
Doktorların yurt dışına itme isteğindeki en kıymetli neden ekonomik problemler gösteriliyor.
İstanbul Üniversitesi’nde misyonlu ekonomist ve araştırmacı Enes Özkan, enflasyon oranındaki patlamanın en kıymetli nedenlerinden biri olduğunu şu formda lisana getirdi: “Enflasyonun aslında beyin göçü ile direkt alakalı olduğunu söyleyebilirim. Elbette enflasyona odaklanmadan evvel enflasyonun nedenlerine daha fazla bakmak gerekiyor. Enflasyonu yaratan en kıymetli faktör Türkiye’nin makus iktisat siyaseti. Aksi takdirde, şu anda dünyada yaşanan genel enflasyon nedeniyle öbür ülkelerden yüksek ölçüde beyin göçü olduğunu gözlemlemiyoruz. Lakin Türkiye’de yaşanan enflasyon, dünyada yaşanan enflasyonun çok üzerinde. Bu sorunun bu kadar çoğalmasına neden olan en kıymetli şey aslında hükümetin berbat iktisat siyaseti. Türkiye’de yaşanan enflasyon başka ülkelerden çok farklı bir süreç izliyor. Türkiye’de güç fiyatlarındaki değerli bir artış var. Tekrar Avrupa ya da Amerika’daki besin fiyatlarındaki artışla kıyaslanamayacak kadar ülkede yüksek bir enflasyon var. Türkiye’de resmi olarak yüzde 80’e yakın bir tüketici enflasyonu var. Lakin, bağımsız araştırma kurumlarının raporlarına nazaran enflasyon oranı neredeyse yüzde 80.’
Bu ortada tabiplerin hasta yakınlarından gördüğü şiddet ve taciz ile bu bireylerin yeteri kadar ceza almaması, sıhhat çalışanların motivasyonlarını kaybetmelerinde değerli faktörler ortasında gösteriliyor.