Banyo topu yapmaları için insanlara hammadde satarak geri alımlarda üç katı kar vaat eden ‘Deterjanpazarı.com’ firması, banyo toplarını satın alma üzerine bir sistem kurdu.
Sisteme dahil olarak çıkar elde etmeye başlayan 40 bin üyenin kimileri, son aylarda almaları gereken fiyatların ödemesinin yapılmadığını, eserleri satın alan kimse olmadığını ve yetkililere ulaşamadıklarını argüman ederek Ankara’nın Kahramankazan ilçesi Saray Mahallesi’ndeki fabrika önünde toplandı.
Fabrika önündeki yüzlerce vatandaş kolilere ziyan vererek, idare ofisine çıkmaya çalıştı. Olay yerine gelen polis takımları alanda taşkınlık oluşmaması ismine tedbir aldı.
“Toplamda 200 bin liralık ziyanımız var”
Fabrika önüne toplanan vatandaşlardan Seyithan Topaklı, kendisinin 40 bin, etrafının ise toplam 200 bin lira ziyana uğradığını argüman ederek, “İlk başlarda bir zahmet yoktu. 30 günde teslim ediyorduk, paramızı alıyorduk. Bu evvel 60 güne, daha sonra 90 güne çıktı. Şu an hiçbir biçimde ne paramızı alabiliyoruz ne eserlerimizi teslim edebiliyoruz. Bu 2 yıldır devam eden bir sistem. Geçen yıl da tekrar bu türlü paramızı alamadığımız bir devir olmuştu lakin bu kadar uzamamıştı. İnternet siteleri kapalı, kimseye ulaşamıyoruz. Bir yetkili yatıracak paramız yok diyor, birisi 2 güne yatacak diyor. Haziran ayından beri bizi erteliyorlar. En son namus kelamı verdiler lakin Süleyman Bey’e ulaşılamıyor. Çok mağduruz, kendi ziyanım 40 bin lira. Aileme, arkadaşlarıma da tavsiye ettim, toplam etrafımla birlikte 200 bin liralık ziyanımız var. Onlarla birlikle geldik, daima birlikte hakkımızı aramaya çalışıyoruz” dedi.
“Biz de kimsenin mağdur olmamasını istiyoruz”
Firmanın sahibi Süleyman Kocabaş’ın toplumsal medya üzerinden yaptığı canlı yayınlarda yanında görülen ve Kocabaş’a yakın olduğu argüman edilen şahıs, vatandaşların yansıları üzerine fabrikanın kapısında sorulara karşılık vererek, “Ben de buraya bugün geldim. 3 aydır burada değildim. Biz de kimsenin mağdur olmamasını istiyoruz. Süleyman Kocabaş parası olsa ödemez mi? Kendisi açıklama yapacak” diye konuştu.
“Parmağımızdaki yüzüklere kadar sattım”
Yaşanan olaylardan dolayı mağdur olduğunu sav eden Remzi Ateş, kendisinin ve akrabalarının birçok kasvet yaşadığını, bir akrabasının hudut krizi geçirerek intihar teşebbüsünde bulunduğunu anlattı. Ateş, yaşadıklarını şöyle anlattı:
“Ben bir eşeklik ettim, güvendim bu işe girdim. Her şeyimi yatırdım. Parmağımızdaki yüzüklere kadar sattım. Geldim Süleyman Bey’le konuştum, oturdum, ağladım önünde ‘Sözüm kelam, yarın paran elinde’ dedi Süleyman Beyefendi. 1 hafta sonra geldim konuşmak için, param yatmadı. Muhafazalarından biri ‘Bugün kelam paran yatacak kardeşim, Süleyman Beyefendi kesin talimat verdi’ dedi. Ben yanmışım bitmişim. Ben Süleyman Bey’e ‘Ayın 10’unda konut sahibime senin kelamına güvenerek teminat verdim. Şayet benim paramı yatırmaz, konut sahibim benim kapıma dayanırsa, ben de senin kapına dayanırım’ dedim. Erkek olsun çıksın şuraya. ‘Ben 9 Ağustos için kelam verdim, ödeyemedim fakat 1 Eylül’de ödeyeceğim. Biraz daha bekleyin’ desin. Herkes rahat bir formda meskenine sarfiyat. Gelsin yüreğimize su serpsin. Bizim esasen beklemekten diğer dermanımız yok şu an.
“Halamın oğlu başına silah dayayacak duruma geldi”
Halamın oğlu hudut krizleri geçirdi. Başına silah dayayacak duruma gelmiş. Haberi aldıktan sonra kaza yaptı, arabası pert oldu. ‘Ben bunun parasına güvenerek 23 bin lira maaşım var. 27 bin liralık krediye girdim. Ya kendi başıma ya onun başına sıkacağım’ diyor. Otomobilde 10 günlük çocuğu ile kaza yaptı. Çocuğu kucağında öldü. Milletin hakikaten sabrı tükendi. Dün burada Süleyman Beyefendi kaçmış haberini alınca bir adam felç oldu. Hastaneye kaldırdılar. Yapmayın Süleyman Beyefendi, size söylüyorum. Buradan size sesleniyorum, birazcık merhametiniz varsa çıkın açıklama yapın. Ben elimde poşet dolusu parayla geldim buraya, ayakta karşılıyorlardı. Artık kimse insan yerine koymuyor bizi. Bu kadar insan buraya arbede çıkarmaya gelmedi. Biz buraya insanlık namına evraklarımızı istemeye geldik. Çıksın tekrar konuşsun Süleyman Beyefendi.
“Bizim paramız o adamın elinde”
Devlet bu yapılanları yanına bırakmaz. Ebediyen çürür mahpuslarda. Ben buraya mazot parasını borç bularak geldim. Cebimdeki para 50 lira. Ticarette insan batabilir çıkabilir, fabrikası yanabilir. Ancak bu adamda o denli bir durum kelam konusu değil şu anda. Bizim paramız o adamın elinde. Nerede olduğunu bilmiyoruz. Kaçıp kaçmadığını da bilmiyoruz. Bize yazık, bu insanlara yazık. Bir açıklama yapsınlar.”
Öte yandan fabrika önündeki vatandaşların bilakis Süleyman Kocabaş’ı savunan ve etraftakilere sataşan iki bayan, basın mensuplarına yanlarındaki eşyalarla saldırarak tehdit etti.
İHA’nın aktardığına nazaran son günlerde firmanın web sitesine de ulaşılamaması üzerine sisteme üye olan vatandaşların telaşı güzelce arttı.
